İslâmiyet Öncesi Yazılı Edebiyat ve Özellikleri
İslamiyet öncesi yazılı Türk edebiyatı dönemi 720-725 yılında Tonyukuk Anıtının bulunmasıyla başlar. Ardında 732 Yılında Kül Tiğin Anıtı, 735 Bilge Kağan Anıtı bulunmuştur. 10. yüzyıl Karahanlıların İslamiyet'i kabulü kadar devam eder. Aslında Türklerin en eski yazılı eserleri 6. yüzyıla ait olan Yenisey Yazıtlarıdır. Ancak bunlar belge niteliği taşımamaktadırlar. Çünkü bunların çoğu okunamayacak kadar yıpranmışlardır. Okunabilenlerin mezar taşı olmalarından dolayı pek bir önemi yoktur. Bu bakımdan Türk tarihi ve edebiyatının ilk yazılı ürünü olarak Göktürk Yazıtları kabul edilmektedir. Göktürk Yazıtlarından başka bu döneme ait Uygur Metinleri bulunmaktadır.
Göktürk dönemi metinleri II. Göktürk Devleti zamanında taşlara kazınarak yazılmıştır. Bu metinlerde Göktürklerin savaşları, komşularıyla ilişkileri, Çin milleti ile münasebetleri ve toplum hayatına dair önemli bilgiler bulmak mümkündür. Bu taşlar Türk edebiyatı için çok önemli belgelerdir. Türklerin bilinen en eski yazılı kaynaklarıdır. Bu eserlerde komşuluk ilişkileri, devlet yönetimi, savaşları, kültürleri anlatılmaktadır. Daha çok toplumsal hayata dair konular işlemiştir. Eserlerde çok güzel bir dil kullanılmıştır. Bu da Türklerin çok köklü bir edebiyat geçmişinin olduğunu gösteriyor.
Göktürk Kitabeleri, Moğolistan'ın Orhun vadisinde bulunduğu için Orhun Anıtları olarak da ifade edilir.
Göktürklerden sonra gelen Uygurlar gelmektedir. Yerleşik hayata geçen ve din değiştiren Uygurlar, eserlerini taşlara değil kâğıda yazmışlardır. Daha çok dinî konuların anlatıldığı tercüme eserlerdir. Genellikle Çinceden çevrilmiştir. Bu dönem edebiyatı da zengin bir içeriğe sahiptir. Manici ve Budist olmak üzere iki ayrı çevrede gelişen Uygur edebiyatında Kalyanamkara Papamkara, Altun Yaruk, Sekiz Yükmek, Edgü Ögli Tigin ile Anyıg Ögli Tigin gibi önemli eserler meydana getirilmiştir.
Bu dönem yazılı edebiyatın temel özellikleri şöyledir:
a- Bu dönemdeki ürünler Göktürkçe ve Uygurca ile verilmiştir.
b - Bazen sade bir dil ile bazen sanatlı bir dil ile yazılmıştır.
c- Göktürk Metindelerinde din dışı konular, Uygur Metinlerinde dini konular işlenmiştir.
d -Uygur metinlerinde Çince'nin etkisi vardır. Ancak Göktürk metinlerinde saf Türkçe kullanılmıştır.
Göktürk Kitabeleri
1. Tonyukuk Yazıtı (720-725)
Tonyukuk Yazıtları ya da uluslararası literatürdeki adıyla Bain Tsokto Yazıtları, Orhun Irmağı vadisinde 8. yüzyılda yazılıp dikilmiş olan Göktürk Yazıtlarından birisidir.
Tonyukuk Yazıtı, 720-725 senelerinde Tonyukuk'un kendisi tarafından dikilmiştir. Bu yazıtta, Türklerin savaş stratejileri, bağımsızlık mücadelesi için verilen savaşlar, Bilge Tonyukuk'un Türk milleti için verdiği mücadeleler göze çarpmaktadır.
Türk tarihinin en eski yazılı belgelerinden olan Tonyukuk yazıtları, II. Köktürk Kağanlığı döneminin büyük veziri, kumandanı ve danışmanı Bilge Tonyukuk'un ölümünden önce bizzat kendisi tarafından diktirilen dört cepheli iki yazıttan ibarettir. Köktürk dönemine ait tarihi olaylardan bahseden Köktürk harfli Türkçe bir metin içerir.
Bilge Kağan Yazıtı ile Kül Tigin Yazıtının 360 km doğusunda yer alır. 1897 yılında, botanikbilimci Yelizaveta Klements tarafından bulunmuştur. Açık alanda bulunduğu ve yeterince korunmadığı için büyük ölçüde tahribata maruz kalmıştır ve orijinal şeklinden oldukça farklı görünüm arz etmektedir.
2. Kül Tiğin Yazıtı (732)
Kül Tigin Yazıtı veya Kül Tigin Kitabesi, Bilge Kağan'ın kardeşi, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nın yöneticisi Kül Tigin'in ölümü üzerine MS 732'de Orhun Vadisinde diktirilmiş yazıt.
Kül Tigin Yazıtı, Kül Tigin'in ağabeyi ve Köktürklerin kağanı Bilge Kağan tarafından, 732 yılında, kardeşi adına, kardeşinin hizmetlerinden dolayı ona duyduğu minneti göstermek amacıyla dikilmiştir. Bu yazıtta Bilge Kağan konuşur.
Türkologların Orhun Yazıtları olarak adlandırdıkları yazıtlardan biri olan Kültigin Yazıtı, Türk dilinin en eski yazıtlarındandır. Moğolistan'da eski Moğol başşehri Karakorum'un 32 km. güneyinde, eski Uygur başkenti Karabalasagun'un 28 km. güneybatısındadır. Boz bir granit kaya üzerinde duran dört yüzlü bir yazıttır. Üç yüzü Köktürkçe metinden, bir yüzü (batı yüzü) ise Çince metinden oluşur.
18 Temmuz 1889'da Rus Etnograf Nikolay Yadrintsev tarafından bulunmuş ve Danimarkalı dilbilimci Vilhelm Thomsen tarafından Danimarka Kraliyet Akademisi'nin Kopenhag'daki 15 Aralık 1893 tarihli oturumunda çözülmüştür.
3. Bilge Kağan Yazıtı (735)
Bilge Kağan Yazıtı veya Bilge Kağan Kitabesi, Türk dilinin en eski yazıtlarındandır. Orhun Yazıtları olarak bilinen yazıtlardan biridir.
Bu yazıt, Bilge Kağan'ın ölümünden (734) bir yıl sonra (735), kendi oğlu olan Tengri Kağan tarafından diktirilmiştir. Bu yazıtta da konuşan, Kül Tigin yazıtında olduğu gibi Bilge Kağan'dır.
Moğolistan'da Orhun Irmağı yakınlarında bulunmaktadır. Bilge Kağan Yazıtı ile Kül Tigin Yazıtı arasındaki uzaklık bir kilometredir. Göktürk yazısı ile yazılmıştır. Bazı bölümleri Kül Tigin Yazıtı'ndan aktarılmıştır. Ondan farklı olarak Kül Tigin'in ölümünden sonraki olayları da anlatmıştır. Kül Tigin kitabelerinin çevresinde Bilge Kağan'ın mezarının etrafında da balballar vardır. Bunları Yollug Tigin yazmıştır.
Kaynak: wikipedia.org
Uygur Metinleri
Kalyanamkara ve Papamkara Hikâyesi, Uygurlar döneminin en tanınmış öykülerinden biridir. Kansu vilayetindeki Bin Buda mabetlerinde bulunan bu eserde, iyi yürekli bir şehzadenin bütün canlılara yardım etmek ve canlıların birbirlerini öldürmelerini engellemek amacıyla çok değerli bir mücevheri ele geçirmek için çıktığı maceralı yolculuk anlatılır.
Irk Bitig: Tahminen 930 yılında ve Köktürk harfleriyle kaleme alınmış olan Irk Bitig (Fal Kitabı), Mani muhitinde yazılmış önemli bir metindir. İçinde dine ait unsurlar bulunmakla beraber dinî bir eser değildir; bir fal kitabıdır.
Altun Yaruk: 10. yüzyılın ilk yarısında yazıldığı tahmin edilen eser, 17. yüzyılda bulunmuştur. Birkaç nüshası bulunan ve oldukça hacimli olan bu eser, Budizm’in esaslarını, felsefesini ve Buda’nın menkıbelerini anlatan dini bir eserdir.
Sekiz Yükmek: Sekiz bilgi, sekiz tomar anlamlarına gelmektedir. Eserde beş duyu organının anlamı ve görevleri Budist bir yaklaşımla verilmiş ve bazı manevi bilgiler anlatılmıştır.
|